Sabahları uyandığınızda aynada şiş bir surat görmekten bıktıysanız size rezene maskesini öneriyoruz.yüz ve gözaltı şişlikleri için rezene maskesi tarifi:
20 gr rezene yaprağını 1 çay fincanı suyla kaynatıp süzün. 3 çorba kaşığı rezene suyuna 1 yumurta sarısı ve ayrı bir yerde kar halinde çırpılmış 1 yumurta akı ilave edip karıştırın. Yüz ve boynunuza sürüp 15 dakika bekletin. Ilık suyla yıkayıp kurulayın.
Friday, May 30, 2008
DR İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN GUATR HASTALIKLARI İÇİN DEREOTU KÜRÜ
İbrahim Adnan Saraçoğlu dere otu ile tiroid hastalarının tedavi edilebileceğini söyledi.dereotu kürü ile tiroid sorunu olan hastalar nasıl tedavi olacak ?işte cevapları…
Triod hormonlarının çok çalışması kadar az çalışmasıda sağlık açısından ciddi problemdir. Bitkilerle hastalıkların tedavisi üzerine çalışmalar yapan Dr İbrahim Saraçoğlu Troid hastaları için mucize bir çözüm bulduğunu ve hatta heyecandan günlerce uymadığını söylüyor.Tiroidin hızlı ya da az çalışması durumunda dereotu çok etkilidir.
3 ay boyunca bir yemek kaşığı dereotu sabah, öğle ve akşam öğünlerinden 15 dakika önce tüketilecek. Bu konuda 5 ay sonra ilaçlarını bırakan hastaların oranı yüzde 90’dır.
Dereotunun bir diğer yararı ise zayıflamaya yardımcı olması. Sofraya oturmadan 15 dakika önce bir yemek kaşığı dereotu yerseniz sofradan daha erken kalkarsınız. 10 dakika sonra tokluk hissi artacaktır. Daha az yemek yersiniz. Diyet yapanların özellikle yemesi gerekir. Açlık duygusuna fren yaptıran dereotudur. Hatta yemek arasında da yiyebilirsiniz. İştahınızın yavaş yavaş kalktığını görürsünüz. Göreceksiniz ki iştahınız daha erken kapanacak ve doygunluk duygunuz daha erken gelecektir.
internetten alıntı haber
UYARI:Buradaki bilgiler tavsiye olup tedavi amaçlı değildir. sadece bilgilendirme amacı güdülmüştür. Sağlık sorunlarınız için mutlaka bir hekime danışın
Triod hormonlarının çok çalışması kadar az çalışmasıda sağlık açısından ciddi problemdir. Bitkilerle hastalıkların tedavisi üzerine çalışmalar yapan Dr İbrahim Saraçoğlu Troid hastaları için mucize bir çözüm bulduğunu ve hatta heyecandan günlerce uymadığını söylüyor.Tiroidin hızlı ya da az çalışması durumunda dereotu çok etkilidir.
3 ay boyunca bir yemek kaşığı dereotu sabah, öğle ve akşam öğünlerinden 15 dakika önce tüketilecek. Bu konuda 5 ay sonra ilaçlarını bırakan hastaların oranı yüzde 90’dır.
Dereotunun bir diğer yararı ise zayıflamaya yardımcı olması. Sofraya oturmadan 15 dakika önce bir yemek kaşığı dereotu yerseniz sofradan daha erken kalkarsınız. 10 dakika sonra tokluk hissi artacaktır. Daha az yemek yersiniz. Diyet yapanların özellikle yemesi gerekir. Açlık duygusuna fren yaptıran dereotudur. Hatta yemek arasında da yiyebilirsiniz. İştahınızın yavaş yavaş kalktığını görürsünüz. Göreceksiniz ki iştahınız daha erken kapanacak ve doygunluk duygunuz daha erken gelecektir.
internetten alıntı haber
UYARI:Buradaki bilgiler tavsiye olup tedavi amaçlı değildir. sadece bilgilendirme amacı güdülmüştür. Sağlık sorunlarınız için mutlaka bir hekime danışın
PROF.DR İBRAHİM SARAÇOĞLU’NDAN ALZHEİMER İÇİN HAVUÇ KÜRÜ
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu bitkilerlerle tedavi konusunda uzman bir bilim adamımız.bu konuda bize sayısız bitki kürü tarifi veren adnan saraçoğlu bu kez de unutkanlığa karşı havuç kürü ile karşımıza çıktı.
Karoten açısından oldukça zengin olan havuç Aynı zamanda ALZEHİMER (ALZAYMIR) HASTALIĞI için de iyi bir şifa kaynağı.Prof.Dr. İbrahim Saraçoğlu uyguladığı taze sıkılmış havuç suyu kürü ile Alzheimer’ı yüzde 30 oranında iyileştirdiğini belirtiyor. Ama bu uygulama hastalağın başlangıç evresinde olanlar için geçerli.Prof. Saracoğlu, “Hastalığının son evresinde olanlarda da, hastalığın ilerlemesinin belirgin bir şekilde durdurduğu gözleniyor” diyor…- Havucun insan sağlığına etkilerini genel başlıklar halinde anlatır mısınız?“Havuç neye yararlıdır?” diye kime sorarsanız sorun, önce “gözler” diyecektir.
Halbuki, gözlerimiz için havuçtan çok daha faydalı olan sebze domatestir. Havuç, bol miktarda A vitamini içerdiğinden dolayı gözler için faydalıdır. Ancak, burada bilmemiz gereken nokta A vitamininin yağda çözünen bir vitamin olmasıdır. Havuç suyunu doğrudan içtiğimiz taktirde içerdiği A vitamininden tam anlamıyla istifade edemeyiz. İçerdiği A vitaminini büyük bir oranda vücudumuza kazandırmak istiyorsak, bu taktirde bir bardak havuç suyunun içerisine iki-üç damla sıvı yağ damlatmamız gerekir.A ve E-vitamini hücre içerisinde denge halinde bulunur. Bazı insanlar hekimlerine danışmadan iki veya üç günde bir E-vitamini tableti alırlar. Birincisi, fazla alınan E-vitamini yorgunluk yapar. İkincisi ise belirttiğim gibi A- ve E-vitaminleri hücre içerisinde karşılıklı olarak denge halinde bulunur. İşte, bu nedenledir ki çok fazla E-vitamininin alınması demek, hücreden A-vitamininin atılması demektir. Aynı şekilde çok fazla A-vitamininin kullanılması demek hücre içindeki E-vitamininin belirli oranda dışarı atılmasına neden olur.
Bu da, hücre içindeki A- ve E-vitamin dengesinin bozulması anlamına gelir. Hekiminize danışmadan A- ve E-vitamin tüketimini alışkanlık haline getirmeyiniz veya uzun vadeli olarak kullanmayınız.Genel olarak yağda çözünen vitaminlerin (A, D, E ve K) hekime danışılmadan alınması doğru değildir.Havuç suyunun önemli bir özelliği yemek borusu ve mide yanmasına karşı olan gücüdür. Mide yanması çekenler için bir bardak havuç suyu bulunmaz bir nimettir. Havuç kürü, insan vücudunda bulunan OGG1 (8-OxoGuanine DNA Glycosylase) enzimini aktive etme özelliğine sahiptir. OGG1 enziminin aktivitesinin düşüklüğü, akciğer kanserinin oluşumunda oldukça etkilidir. Akciğer kanserine yakalanmış hastalarda OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olduğu gözlenmiştir. Yapılan klinik deneyler OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olması durumunda, akciğer kanserine yakalanma riskinin on misli artış gösterdiğini ortaya koymuştur. Taze sıkılmış havuç suyu kürü, OGG1 enziminin aktivitesini yükselterek, bu kanser türüne karşı güçlü bir önleyici özellik göstermektedir. Bu özellik aynı zamanda keçiboynuzu küründe de bulunmaktadır.Havuç kürünü uygulayanlar, sigara tiryakisi iseler, havuç suyu kürünü uygularken bol bol balgam sökerler. Bu anlamda havuç suyu kürü aynı zamanda sigara içenler için iyi bir balgam söktürücüdür. Kalp krizi geçirme riski altında olanlara taze sıkılmış havuç suyu kürünü ihmâl etmemelerini özellikle tavsiye ederim.
- Havuç suyu kürünün Alzheimer hastalarına olan etkileri nelerdir?Ben, genelde incelemek istediğim bitkinin önce kökleri ile işe başlarım. Her bitkinin kökü kendine özgü bir yapıya sahiptir. Köklerin içerdiği bazı maddeler, o bitkinin yapraklarının, saplarının ve hatta çiçeklerinin içerdiği etkin maddeleri bulmamızda anahtar vazifesi görür. Havuçun köklerinde acethylcolin maddesi bulunmaktadır. Acethylcolin beyin hücrelerinde (nöron) bulunan bir madde. Bu maddeye neurotransmitter da denilmektedir. Acethylcolin seviyesinin, Alzheimer hastalarında düşük olduğu birçok klinik deneyler ile ortaya konmuş ve yüzlerce makale bu konuda yayınlanmıştır. Acethylcolin havuçun köklerinde bulunmasına rağmen, havuçun kendisi yani, yumrusu acethylcolin içermemektedir. Ancak, sinir sistemi ile ilgili olarak doğrudan etkili birçok değişik etkin madde içermektedir.Taze sıkılmış havuç suyunda, Alzheimer hastalığını önleyici güce sahip etkin maddelerin sayısı en az 17 tanedir. Bunlar arasında alpha-terpinene, gama-terpinen, tryptophan, thyamin, carotol, daucic asit, daucine, choline, camphor, borneol ve terpinen-4-ol etkin maddeleri bulunmaktadır.
Camphor etkin maddesi havuçta çok çok az bulunmasına rağmen, beraberinde glutamate türevi içermesi camphor’un etki gücünü artırarak beyinde plak oluşumuna engel olabilmektedir. Bunlardan terpinen-4-ol ve borneol etkin maddeleri acetylcholinesterase-inhibitörü görevi yaparak, acethylcholinin beyin hücrelerinde (nöron) azalmasına engel olur.Yapılan klinik deneylerde, Alzheimer hastalarında acethylcholin seviyesi düşük olarak gözlenmektedir. Methyl-pentosans ve lupeol maddesinin tüm bu etkin maddeler ile birarada bulunması, taze sıkılmış havuç suyu kürünü Alzheimer hastalığının önlenmesinde, durdurulmasında ve de tedavi edilmesinde tartışmasız kılmaktadır. Burada tekrar hatırlatmayı uygun buluyorum, havuç suyunun içerdiği etkin maddelerin tamamını bir bütün olarak düşünmek gerekir. Birini veya bir kaçını bir arada uygulama yöntemi olarak düşünmek yanlıştır.- Bu kürün etkileri ne zaman görülüyor? Her tedavi yönteminde olduğu gibi havuç kürünün uygulanmasında da sonuç almak için belirli bir süre geçmesi gerekir. Alzheimer hastaları bu kürü uygularken sonuçlarını bir iki haftadan önce alamazlar. Ancak, ikinci haftadan sonra Alzheimer hasta yakınları, TSHSK’nün olumlu sonuçlarını ve dikkate değer ölçüde olumlu gözlemlerini yapabilmektedirler. Diğer tüm kürlerde olduğu gibi, bu kürün de her Alzheimer hastasında yüzde yüz etkili olacağı söz konusu değildir. Bu durum, modern tıbbın imkânlarında da böyledir. Bir ilacın veya uygulanan kürün başarılı olabilmesi, o insanın genetik yapısına, bağışıklık sistemine, başka rahatsızlıklarının olup olmadığına, sürekli bir rahatsızlığının olup olmadığına, yaşına, hamile olup olmadığı gibi bir çok faktörlere bağlıdır.Alzheimer hastalığı ile ilgili olarak bir noktayı önemle vurgulamak istiyorum.
Bu hastalık, genel olarak bir kaç ayda ani olarak ortaya çıkan bir hastalık değildir. Başlangıcı, en erken on ile yirmi yıl öncesinden yavaş yavaş ve sinsi bir şekilde gelişmeye başlamaktadır. Yeterli düzeye gelmeden bu hastalığı erken teşhis etmek mümkün olmamaktadır.Bulguların doğrultusunda teşhis konulduğunda, hastalık yerleşmiş ve kendisini bariz şekilde belli etmeye başlamış bulunmaktadır. Bu nedenle önleyici veya durdurucu olarak TSHSK’nın orta yaşlardan itibaren kullanılmasını tavsiye ederim. Günümüzün modern tıbbı bu hastalık için: “Son yıllarda hastalığın seyrini değiştiren bazı tedavi seçenekleri ortaya çıkmış olmasına rağmen, iyileştirilebilir ya da düzeltilebilir bir hastalık değildir. Ancak hastalığın ilerleme hızını yavaşlatmak, hastalık seyri sırasında ortaya çıkan bazı rahatsız edici bulguları düzeltmek, ortadan kaldırmak mümkündür” ifadesini kullanmaktadır.- Havuç suyu kürünü uygulayan hastalarda başarı oranı nedir?Bugün için Alzheimer hastalığını doğrudan tedavi edebilecek bir ilaç henüz geliştirilememiştir. Ancak, Alzheimer hastalığının neden olduğu bazı şikâyetlerin tedavisi mümkün olmaktadır.
Ayrıca, Alzheimer hastalığının başladığını tayin edebilecek herhangi bir analiz yöntemi de henüz geliştirilememiştir. Taze sıkılmış havuç suyu kürünün, Alzheimer hastalığını tedavi gücü yaklaşık yüzde 30 oranındadır. Mevcut 11 hastamda bu kürün bahsettiğim sonuçlarını gözlüyorum. Bu oranın çok daha yukarılara çekilmesi mümkündür.Bu da ikinci bir bitkinin promotor veya medyatör olarak kullanılması ile mümkün olabilecektir. Kitabımda yer verdiğim gibi kereviz-ıspanak veya ısırgan-ebegümeci veya da maydanoz-tereotu ikili karışım kürleri gibi. Havuç suyunun etkisini daha da artırabilecek, ilave ikinci bitki üzerindeki araştırma çalışmalarım devam etmektir. TSHSK’nın yaklaşık yüzde 30 oranındaki tedavi gücü, Alzheimer hastalığının başlangıç evresinde olanlar için geçerlidir.
Alzheimer hastalığının son evresinde olanlar için tedaviden ziyade, hastalığın ilerlemesini belirgin bir şekilde durdurduğunu gözlemek mümkün olmaktadır. Burada tekrar hatırlatmayı uygun buluyorum, bir hastalığı önlemek onu tedavi etmekten çok daha kolaydır.- Kür uygulanırken nelere dikkat edilmeli? Kür uygulanırken dikat etmek gereken bazı noktalar var tabiki. Satın aldığınız havuçların taze ve olgunlaşmış olmasına mutlaka özen gösteriniz. Kolay bükülebilen veya tazeliğini kayıp etmiş olan havuçları satın almayınız. Kolayca eğilebilenler tazeliğini yitirmiş olanlardır. Tam olgunlaşmadan (genç) toplanmış olan küçük havuçlarda şeker oranı yüksektir. Havuç olgunlaştıkça içerdiği şeker oranı da azalır. Havucun rengi ne kadar güçlü ise içerdiği beta-karoten maddesi de o kadar fazladır. A-vitamini (retinol) ihtiyacımızı genel olarak hayvansal besinlerden alırız. Bitkilerde moleküler yapıları birbirlerinden farklı çok çeşitli karotenler vardır. Karotenler, A-vitamininin ön basamaklarıdır. Bunlardan molekül yapıları uygun olanlar, insan vücudunda kısmen A-vitaminine dönüştürülürler. Bu dönüşüm için molekül yapısı en uygun olan karoten, beta karotendir.
netten alıntıdır,,,tedavi amaçlı değil bilgilendirme amaçlı bir yazıdır
Karoten açısından oldukça zengin olan havuç Aynı zamanda ALZEHİMER (ALZAYMIR) HASTALIĞI için de iyi bir şifa kaynağı.Prof.Dr. İbrahim Saraçoğlu uyguladığı taze sıkılmış havuç suyu kürü ile Alzheimer’ı yüzde 30 oranında iyileştirdiğini belirtiyor. Ama bu uygulama hastalağın başlangıç evresinde olanlar için geçerli.Prof. Saracoğlu, “Hastalığının son evresinde olanlarda da, hastalığın ilerlemesinin belirgin bir şekilde durdurduğu gözleniyor” diyor…- Havucun insan sağlığına etkilerini genel başlıklar halinde anlatır mısınız?“Havuç neye yararlıdır?” diye kime sorarsanız sorun, önce “gözler” diyecektir.
Halbuki, gözlerimiz için havuçtan çok daha faydalı olan sebze domatestir. Havuç, bol miktarda A vitamini içerdiğinden dolayı gözler için faydalıdır. Ancak, burada bilmemiz gereken nokta A vitamininin yağda çözünen bir vitamin olmasıdır. Havuç suyunu doğrudan içtiğimiz taktirde içerdiği A vitamininden tam anlamıyla istifade edemeyiz. İçerdiği A vitaminini büyük bir oranda vücudumuza kazandırmak istiyorsak, bu taktirde bir bardak havuç suyunun içerisine iki-üç damla sıvı yağ damlatmamız gerekir.A ve E-vitamini hücre içerisinde denge halinde bulunur. Bazı insanlar hekimlerine danışmadan iki veya üç günde bir E-vitamini tableti alırlar. Birincisi, fazla alınan E-vitamini yorgunluk yapar. İkincisi ise belirttiğim gibi A- ve E-vitaminleri hücre içerisinde karşılıklı olarak denge halinde bulunur. İşte, bu nedenledir ki çok fazla E-vitamininin alınması demek, hücreden A-vitamininin atılması demektir. Aynı şekilde çok fazla A-vitamininin kullanılması demek hücre içindeki E-vitamininin belirli oranda dışarı atılmasına neden olur.
Bu da, hücre içindeki A- ve E-vitamin dengesinin bozulması anlamına gelir. Hekiminize danışmadan A- ve E-vitamin tüketimini alışkanlık haline getirmeyiniz veya uzun vadeli olarak kullanmayınız.Genel olarak yağda çözünen vitaminlerin (A, D, E ve K) hekime danışılmadan alınması doğru değildir.Havuç suyunun önemli bir özelliği yemek borusu ve mide yanmasına karşı olan gücüdür. Mide yanması çekenler için bir bardak havuç suyu bulunmaz bir nimettir. Havuç kürü, insan vücudunda bulunan OGG1 (8-OxoGuanine DNA Glycosylase) enzimini aktive etme özelliğine sahiptir. OGG1 enziminin aktivitesinin düşüklüğü, akciğer kanserinin oluşumunda oldukça etkilidir. Akciğer kanserine yakalanmış hastalarda OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olduğu gözlenmiştir. Yapılan klinik deneyler OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olması durumunda, akciğer kanserine yakalanma riskinin on misli artış gösterdiğini ortaya koymuştur. Taze sıkılmış havuç suyu kürü, OGG1 enziminin aktivitesini yükselterek, bu kanser türüne karşı güçlü bir önleyici özellik göstermektedir. Bu özellik aynı zamanda keçiboynuzu küründe de bulunmaktadır.Havuç kürünü uygulayanlar, sigara tiryakisi iseler, havuç suyu kürünü uygularken bol bol balgam sökerler. Bu anlamda havuç suyu kürü aynı zamanda sigara içenler için iyi bir balgam söktürücüdür. Kalp krizi geçirme riski altında olanlara taze sıkılmış havuç suyu kürünü ihmâl etmemelerini özellikle tavsiye ederim.
- Havuç suyu kürünün Alzheimer hastalarına olan etkileri nelerdir?Ben, genelde incelemek istediğim bitkinin önce kökleri ile işe başlarım. Her bitkinin kökü kendine özgü bir yapıya sahiptir. Köklerin içerdiği bazı maddeler, o bitkinin yapraklarının, saplarının ve hatta çiçeklerinin içerdiği etkin maddeleri bulmamızda anahtar vazifesi görür. Havuçun köklerinde acethylcolin maddesi bulunmaktadır. Acethylcolin beyin hücrelerinde (nöron) bulunan bir madde. Bu maddeye neurotransmitter da denilmektedir. Acethylcolin seviyesinin, Alzheimer hastalarında düşük olduğu birçok klinik deneyler ile ortaya konmuş ve yüzlerce makale bu konuda yayınlanmıştır. Acethylcolin havuçun köklerinde bulunmasına rağmen, havuçun kendisi yani, yumrusu acethylcolin içermemektedir. Ancak, sinir sistemi ile ilgili olarak doğrudan etkili birçok değişik etkin madde içermektedir.Taze sıkılmış havuç suyunda, Alzheimer hastalığını önleyici güce sahip etkin maddelerin sayısı en az 17 tanedir. Bunlar arasında alpha-terpinene, gama-terpinen, tryptophan, thyamin, carotol, daucic asit, daucine, choline, camphor, borneol ve terpinen-4-ol etkin maddeleri bulunmaktadır.
Camphor etkin maddesi havuçta çok çok az bulunmasına rağmen, beraberinde glutamate türevi içermesi camphor’un etki gücünü artırarak beyinde plak oluşumuna engel olabilmektedir. Bunlardan terpinen-4-ol ve borneol etkin maddeleri acetylcholinesterase-inhibitörü görevi yaparak, acethylcholinin beyin hücrelerinde (nöron) azalmasına engel olur.Yapılan klinik deneylerde, Alzheimer hastalarında acethylcholin seviyesi düşük olarak gözlenmektedir. Methyl-pentosans ve lupeol maddesinin tüm bu etkin maddeler ile birarada bulunması, taze sıkılmış havuç suyu kürünü Alzheimer hastalığının önlenmesinde, durdurulmasında ve de tedavi edilmesinde tartışmasız kılmaktadır. Burada tekrar hatırlatmayı uygun buluyorum, havuç suyunun içerdiği etkin maddelerin tamamını bir bütün olarak düşünmek gerekir. Birini veya bir kaçını bir arada uygulama yöntemi olarak düşünmek yanlıştır.- Bu kürün etkileri ne zaman görülüyor? Her tedavi yönteminde olduğu gibi havuç kürünün uygulanmasında da sonuç almak için belirli bir süre geçmesi gerekir. Alzheimer hastaları bu kürü uygularken sonuçlarını bir iki haftadan önce alamazlar. Ancak, ikinci haftadan sonra Alzheimer hasta yakınları, TSHSK’nün olumlu sonuçlarını ve dikkate değer ölçüde olumlu gözlemlerini yapabilmektedirler. Diğer tüm kürlerde olduğu gibi, bu kürün de her Alzheimer hastasında yüzde yüz etkili olacağı söz konusu değildir. Bu durum, modern tıbbın imkânlarında da böyledir. Bir ilacın veya uygulanan kürün başarılı olabilmesi, o insanın genetik yapısına, bağışıklık sistemine, başka rahatsızlıklarının olup olmadığına, sürekli bir rahatsızlığının olup olmadığına, yaşına, hamile olup olmadığı gibi bir çok faktörlere bağlıdır.Alzheimer hastalığı ile ilgili olarak bir noktayı önemle vurgulamak istiyorum.
Bu hastalık, genel olarak bir kaç ayda ani olarak ortaya çıkan bir hastalık değildir. Başlangıcı, en erken on ile yirmi yıl öncesinden yavaş yavaş ve sinsi bir şekilde gelişmeye başlamaktadır. Yeterli düzeye gelmeden bu hastalığı erken teşhis etmek mümkün olmamaktadır.Bulguların doğrultusunda teşhis konulduğunda, hastalık yerleşmiş ve kendisini bariz şekilde belli etmeye başlamış bulunmaktadır. Bu nedenle önleyici veya durdurucu olarak TSHSK’nın orta yaşlardan itibaren kullanılmasını tavsiye ederim. Günümüzün modern tıbbı bu hastalık için: “Son yıllarda hastalığın seyrini değiştiren bazı tedavi seçenekleri ortaya çıkmış olmasına rağmen, iyileştirilebilir ya da düzeltilebilir bir hastalık değildir. Ancak hastalığın ilerleme hızını yavaşlatmak, hastalık seyri sırasında ortaya çıkan bazı rahatsız edici bulguları düzeltmek, ortadan kaldırmak mümkündür” ifadesini kullanmaktadır.- Havuç suyu kürünü uygulayan hastalarda başarı oranı nedir?Bugün için Alzheimer hastalığını doğrudan tedavi edebilecek bir ilaç henüz geliştirilememiştir. Ancak, Alzheimer hastalığının neden olduğu bazı şikâyetlerin tedavisi mümkün olmaktadır.
Ayrıca, Alzheimer hastalığının başladığını tayin edebilecek herhangi bir analiz yöntemi de henüz geliştirilememiştir. Taze sıkılmış havuç suyu kürünün, Alzheimer hastalığını tedavi gücü yaklaşık yüzde 30 oranındadır. Mevcut 11 hastamda bu kürün bahsettiğim sonuçlarını gözlüyorum. Bu oranın çok daha yukarılara çekilmesi mümkündür.Bu da ikinci bir bitkinin promotor veya medyatör olarak kullanılması ile mümkün olabilecektir. Kitabımda yer verdiğim gibi kereviz-ıspanak veya ısırgan-ebegümeci veya da maydanoz-tereotu ikili karışım kürleri gibi. Havuç suyunun etkisini daha da artırabilecek, ilave ikinci bitki üzerindeki araştırma çalışmalarım devam etmektir. TSHSK’nın yaklaşık yüzde 30 oranındaki tedavi gücü, Alzheimer hastalığının başlangıç evresinde olanlar için geçerlidir.
Alzheimer hastalığının son evresinde olanlar için tedaviden ziyade, hastalığın ilerlemesini belirgin bir şekilde durdurduğunu gözlemek mümkün olmaktadır. Burada tekrar hatırlatmayı uygun buluyorum, bir hastalığı önlemek onu tedavi etmekten çok daha kolaydır.- Kür uygulanırken nelere dikkat edilmeli? Kür uygulanırken dikat etmek gereken bazı noktalar var tabiki. Satın aldığınız havuçların taze ve olgunlaşmış olmasına mutlaka özen gösteriniz. Kolay bükülebilen veya tazeliğini kayıp etmiş olan havuçları satın almayınız. Kolayca eğilebilenler tazeliğini yitirmiş olanlardır. Tam olgunlaşmadan (genç) toplanmış olan küçük havuçlarda şeker oranı yüksektir. Havuç olgunlaştıkça içerdiği şeker oranı da azalır. Havucun rengi ne kadar güçlü ise içerdiği beta-karoten maddesi de o kadar fazladır. A-vitamini (retinol) ihtiyacımızı genel olarak hayvansal besinlerden alırız. Bitkilerde moleküler yapıları birbirlerinden farklı çok çeşitli karotenler vardır. Karotenler, A-vitamininin ön basamaklarıdır. Bunlardan molekül yapıları uygun olanlar, insan vücudunda kısmen A-vitaminine dönüştürülürler. Bu dönüşüm için molekül yapısı en uygun olan karoten, beta karotendir.
netten alıntıdır,,,tedavi amaçlı değil bilgilendirme amaçlı bir yazıdır
İbrahim Adnan Saraçoğlu ve bitkilerle tedavi
Prefesör İbrahim Adnan Saraçoğlu ve bitkilerle tedavi yöntemleri.işte önemli rahatsızlıkların bitkilerle nasıl tedavi edileceğine dair o yazımız..
Cinsel gücü artırmak, sivilcelerden kurtulmak ve elma sirkesinden faydalanmak için yapmanız gerekenler..
PROSTAT İÇİN
1 tatlı kaşığı Yakı otunu 1 subardağı suda 3 dakika kaynatın daha sonra için.
KADINLARIN İDRAR YAPAMAMASI DURUMUNDA
1Tatlı kaşığı sarı ballıbaba otunu 1su bardağı suda 3 dakika kaynatıp içmelisiniz.
CİNSEL GÜCÜ ARTIRMAK İÇİN
Brokoli,kereviz,keçiboynuzu ve 1çay bardağı havuç suyu önerileri arasınad. özellikle havuç suyu hem kadınlarda hemde erkeklerde cinsel gücüartırır.
SİVİLCESİZ VE PÜRÜZSÜZ BİR CİLT İÇİN
Eğer cildiniz çok sivilceli ve iltihaplıysa bir tencerenin içine yarın litre su koyun ve ocakta kaynatın daha sonra içine 3tutam lavatta atın ve yüzünüzü bu suyun buharına 1,2 dakika tutun daha sonra ocağı kapatıp biraz dinlendirin tekrar yüzünüzü tutun böylelikle cildiniz dezenfekte olacaktır.temiz cildinize aşağıdaki maskeyi uygulayın.
ELMA VE KAYISI MASKESİ
1A det orta boy kırmızı ve sert elmanın kabuğunu çok ince bir biçimde soyun daha sonra 4 adet sert kayısının keçirdeğine gelmiyecek şekilde kalın kabuğunu soyun bir çay bardağı suda bu kabukları kaynatın ve çatalla ezin,soğuduktan sonra cildinize bu karışımı sürün ve 20 dakika bektetin ve yıkayın bu maskeyi 20 günde bir tekrarlayın yüzünüz pürüzsüz olacaktır.
kaynak: blogger blogları
Cinsel gücü artırmak, sivilcelerden kurtulmak ve elma sirkesinden faydalanmak için yapmanız gerekenler..
PROSTAT İÇİN
1 tatlı kaşığı Yakı otunu 1 subardağı suda 3 dakika kaynatın daha sonra için.
KADINLARIN İDRAR YAPAMAMASI DURUMUNDA
1Tatlı kaşığı sarı ballıbaba otunu 1su bardağı suda 3 dakika kaynatıp içmelisiniz.
CİNSEL GÜCÜ ARTIRMAK İÇİN
Brokoli,kereviz,keçiboynuzu ve 1çay bardağı havuç suyu önerileri arasınad. özellikle havuç suyu hem kadınlarda hemde erkeklerde cinsel gücüartırır.
SİVİLCESİZ VE PÜRÜZSÜZ BİR CİLT İÇİN
Eğer cildiniz çok sivilceli ve iltihaplıysa bir tencerenin içine yarın litre su koyun ve ocakta kaynatın daha sonra içine 3tutam lavatta atın ve yüzünüzü bu suyun buharına 1,2 dakika tutun daha sonra ocağı kapatıp biraz dinlendirin tekrar yüzünüzü tutun böylelikle cildiniz dezenfekte olacaktır.temiz cildinize aşağıdaki maskeyi uygulayın.
ELMA VE KAYISI MASKESİ
1A det orta boy kırmızı ve sert elmanın kabuğunu çok ince bir biçimde soyun daha sonra 4 adet sert kayısının keçirdeğine gelmiyecek şekilde kalın kabuğunu soyun bir çay bardağı suda bu kabukları kaynatın ve çatalla ezin,soğuduktan sonra cildinize bu karışımı sürün ve 20 dakika bektetin ve yıkayın bu maskeyi 20 günde bir tekrarlayın yüzünüz pürüzsüz olacaktır.
kaynak: blogger blogları
Nasıl Zayıf Görüneceğim ?
İyi görünmenin yolu sadece zayıflamaktan geçmiyor. Doğru kıyafetlerle daha zayıf ve daha ince görünmenin püf noktaları da var. İşte modacılardan daha zayıf görünmenizi sağlayacak 6 öneri..
1. Tek renk kullanın..
Gece mavisi, kahverengi ya da siyah gibi tek renk koyu renkli elbiseler giyin.. Bunun yanı sıra aynı rengin farklı tonlarını da birlikte giyebilirsiniz. Bej, deniz mavisi, mercan ya da teninize en iyi giden renklerde desenleri bulunan giysiler de olabilir. Eğer rengin sizi daha kilolu gösterdiğini düşünüyorsanız, elbise olarak sizde nasıl durduğuna da bakın.
2. Kumaşları doğru seçin..
Katı, sert ve ağır hatta yapışan kumaşlardan uzak durun. En iyi seçim hafif, yumuşak ve giydiğinizde vücudunuzdan kayan kumaşlardır. Amacınız vücudunuzun genel şeklini görmek olmamalı..
3. Vücudunuza göre ayarlayın..
Geniş omuzlarınız varsa, vatka ya da herhangi bir omuz aperatı kullanmayın. Kayık ve yuvarlak yakalı giysileri tercih etmeyin. Üstünüzü daha küçük göstermek için modaya uygun V yakalı elbiseler, V yakalı üst ve etek veya bol pantolonları tercih edin. Eğer üst küçük alt büyükse, yani armut vücutluysanız, boynunuzu kalın göstermeyen, omuzlarınıza uygun sizi dik gösteren kıyafetleri arayın. Üst için yuvarlak, oyuk yaka kesimleri, alt için de düz etek ya da normal kesim pantolonları seçin.
4. Kalça ve basenler
Büyük kalça ve basenleri kamufle etmek için, rahat pileli, bel kısmı büzgülü rahat etek ve pantolonlar tercih edilebilir. Modaya uygun, düz çizgiler yan cepli ya da cepsiz modeller seçin. Basenleri küçük göstermek için beli düz yarım ya da dizden hafifçe aşağıda pantolonlar arayın. Daha uzun ve zayıf görünüm için pantolonunuz ya da eteğiniz yere değecek kadar uzun olmalı.
Basenlerinizi daha fazla kamufle etmek için etek ve pantolon giydikten sonra kalçalarınızı örtecek kadar uzun bluz ya da bluzunuzun üzerine hjafifi dantel ya da örgü tunikler giyebilirsiniz. Kalçalarınızdan aşağısının çok fazla uzun olmamasına dikkat edin.
5. Kesim ve dikişileri inceleyin
Giysilerinizde, özellikle ceketlerde kare şekilli olanları ya da sıkı saran modelleri tercih etmeyin. Bunun yerine hatları hafif belli eden modelleri tercih edin. Elbiselerin dikişleri daha ön plana çıkartılmış olabilir.
6. Ayakkabıları unutmayın
Sadece elbiselerle zayıf görüneceğinizi sanmayın. Giysilerinizi belirledikten sonra ayakkabılarınızı deneyin. Özellikle ayaklarınız genişse ince şeritli ve düz sandaletler, ufak topuklu ayakkabılar giymeyin. Bunun yerine, kısa topuklu ya da üzerinde durabiliyorsanız yüksek topuklu ayakkabılar giyin. 5 cm’lik topuk ne giyerseniz giyin sizi daha ince gösterecektir. Ayak bileğinize dolanan ayakkabılardan, kare topuklardan uzak durun. Tüm bunlar sizi daha bodur ve bacaklarınızın daha kısa görünmesine neden olur.
modalife
1. Tek renk kullanın..
Gece mavisi, kahverengi ya da siyah gibi tek renk koyu renkli elbiseler giyin.. Bunun yanı sıra aynı rengin farklı tonlarını da birlikte giyebilirsiniz. Bej, deniz mavisi, mercan ya da teninize en iyi giden renklerde desenleri bulunan giysiler de olabilir. Eğer rengin sizi daha kilolu gösterdiğini düşünüyorsanız, elbise olarak sizde nasıl durduğuna da bakın.
2. Kumaşları doğru seçin..
Katı, sert ve ağır hatta yapışan kumaşlardan uzak durun. En iyi seçim hafif, yumuşak ve giydiğinizde vücudunuzdan kayan kumaşlardır. Amacınız vücudunuzun genel şeklini görmek olmamalı..
3. Vücudunuza göre ayarlayın..
Geniş omuzlarınız varsa, vatka ya da herhangi bir omuz aperatı kullanmayın. Kayık ve yuvarlak yakalı giysileri tercih etmeyin. Üstünüzü daha küçük göstermek için modaya uygun V yakalı elbiseler, V yakalı üst ve etek veya bol pantolonları tercih edin. Eğer üst küçük alt büyükse, yani armut vücutluysanız, boynunuzu kalın göstermeyen, omuzlarınıza uygun sizi dik gösteren kıyafetleri arayın. Üst için yuvarlak, oyuk yaka kesimleri, alt için de düz etek ya da normal kesim pantolonları seçin.
4. Kalça ve basenler
Büyük kalça ve basenleri kamufle etmek için, rahat pileli, bel kısmı büzgülü rahat etek ve pantolonlar tercih edilebilir. Modaya uygun, düz çizgiler yan cepli ya da cepsiz modeller seçin. Basenleri küçük göstermek için beli düz yarım ya da dizden hafifçe aşağıda pantolonlar arayın. Daha uzun ve zayıf görünüm için pantolonunuz ya da eteğiniz yere değecek kadar uzun olmalı.
Basenlerinizi daha fazla kamufle etmek için etek ve pantolon giydikten sonra kalçalarınızı örtecek kadar uzun bluz ya da bluzunuzun üzerine hjafifi dantel ya da örgü tunikler giyebilirsiniz. Kalçalarınızdan aşağısının çok fazla uzun olmamasına dikkat edin.
5. Kesim ve dikişileri inceleyin
Giysilerinizde, özellikle ceketlerde kare şekilli olanları ya da sıkı saran modelleri tercih etmeyin. Bunun yerine hatları hafif belli eden modelleri tercih edin. Elbiselerin dikişleri daha ön plana çıkartılmış olabilir.
6. Ayakkabıları unutmayın
Sadece elbiselerle zayıf görüneceğinizi sanmayın. Giysilerinizi belirledikten sonra ayakkabılarınızı deneyin. Özellikle ayaklarınız genişse ince şeritli ve düz sandaletler, ufak topuklu ayakkabılar giymeyin. Bunun yerine, kısa topuklu ya da üzerinde durabiliyorsanız yüksek topuklu ayakkabılar giyin. 5 cm’lik topuk ne giyerseniz giyin sizi daha ince gösterecektir. Ayak bileğinize dolanan ayakkabılardan, kare topuklardan uzak durun. Tüm bunlar sizi daha bodur ve bacaklarınızın daha kısa görünmesine neden olur.
modalife
Suna Dumankaya’dan Aspirin ile Selülit Giderme Yöntemi
Selülitlerinizle başınız daha doğrusu bacaklarınız dertte mi ?Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya, doğal güzellik sırları ve evde yapılabilecek bakım önerileri sunuyor
10 limonun suyu,20 aspirin,limonun suyu kadar susam yağı.
Bu karışımı iyice karıştırıp sorunlu bölgelere sürün, biraz emdikden sonra yarım saat sorunlu bölgeleri çalıştıracak şekilde spor yapın ya da yürüyün
CİLT ÜRÜNLERİNİ EVDE HAZIRLAMAK
Filika Yayınevi’nden çıkan “Meslek Sırlarım” adlı kitapta Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya, doğal güzellik sırları ve evde yapılabilecek bakım önerileri sunuyor. İşte kitaptan bazı formüller…Temizleme sütü formülleriYüzdeki gözeneklere dolan kirleri, makyajı, cildin doğal yapısını bozmadan temizlemek gerekir. Bunun da en kolay ve ucuz yolu; evimizde hazırlayacağımız doğal malzemelerden oluşan karışımlardır. Temizleme sütünü, parmaklarınızla ve yuvarlak hareketlerle sürün.
* Salatalıklı temizleme sütü
Bir adet salatalık, 25 gr. badem yağı. Uygulama: İyice yıkanan salatalık kabukları soyulmadan rendelenir. 15 dakika kaynatılır ve süzülür. Üzerine badem yağı ilave edildikten sonra cilt silinir. (Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında muhafaza edilir.)
* Sütlü temizleme kremi Malzeme:
500 gram inek sütü, 500 gram saf alkol. Uygulama: Süt kaynatılmadan saf alkolle karıştırılır ve cilt bu karışımla silinir. Karışımın lekeleri de azaltan özelliği vardır. Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında muhafaza edilir.* Papatyalı temizleme sütü Malzeme:
Bir kahve fincanı yağlı süt, iki çorba kaşığı sarı papatya. Uygulama: İçine su konulan bir tencerenin üzerine başka bir tencere konur. Malzemeler üstteki tencerede karıştırılıp, kısık ateşte ısıtılır. Sütün üzerinde kaymak oluşmadan, ocaktan alınıp, iki saat dinlendirilir. Karışım süzüldükten sonra, cilt silinir. Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede, buzdolabında bir hafta muhafaza edilir.
Tonik formülleri
Toniğin içindeki bitkiler cildin rahatlamasını sağladığından, toniklemenin ardından yapacağınız masajın etkisi de artacaktır. Hazırladığınız tonikten birkaç damla pamuğa damlatıp, silmeden tamponlayarak cildinize uygulayın. Toniklemeden sonra cildinize maden suyu püskürtün ve kağıt mendille tamponlayarak kurutun. Sonra nemlendiricinizi uygulayabilirsiniz.
* Lavantalı tonik Malzeme:
Lavanta, melisa, papatya, hatmi çiçeği, yarım fincan saf alkol, içme suyu. Uygulama: Kaynamış suyun içine birer tutam lavanta, melisa, papatya ve hatmi çiçeği atılır. 15-20 dakika demlenmesi beklenir. Demlendikten sonra temiz bir kaba süzülür. Karışıma yarım kahve fincanı saf alkol eklenir. Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında muhafaza edilir.
* Papatyalı tonik Malzeme:
Bir tutam papatya, 500 gr. su. Uygulama: Papatya suda pişirilir ve buz kabına boşaltılıp, dondurulur. Her gün cilde kompres yapılır. Sıkıştırıcı özelliği vardır ve sarkmayı önler.
* Dere otlu tonik Malzeme:
Bir demet dere otu, 25 gram badem yağı, bir şişe maden suyu. Uygulama: Dere otu yıkanıp, mikserde çekilir. Bir kapak badem yağı ve maden suyu ilave edilir. Karışım buz kabına konup, dondurulur. Her gün cilde kompres yapılır. Cildiniz böylece daha sağlıklı, parlak ve canlı olacaktır. .
10 limonun suyu,20 aspirin,limonun suyu kadar susam yağı.
Bu karışımı iyice karıştırıp sorunlu bölgelere sürün, biraz emdikden sonra yarım saat sorunlu bölgeleri çalıştıracak şekilde spor yapın ya da yürüyün
CİLT ÜRÜNLERİNİ EVDE HAZIRLAMAK
Filika Yayınevi’nden çıkan “Meslek Sırlarım” adlı kitapta Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya, doğal güzellik sırları ve evde yapılabilecek bakım önerileri sunuyor. İşte kitaptan bazı formüller…Temizleme sütü formülleriYüzdeki gözeneklere dolan kirleri, makyajı, cildin doğal yapısını bozmadan temizlemek gerekir. Bunun da en kolay ve ucuz yolu; evimizde hazırlayacağımız doğal malzemelerden oluşan karışımlardır. Temizleme sütünü, parmaklarınızla ve yuvarlak hareketlerle sürün.
* Salatalıklı temizleme sütü
Bir adet salatalık, 25 gr. badem yağı. Uygulama: İyice yıkanan salatalık kabukları soyulmadan rendelenir. 15 dakika kaynatılır ve süzülür. Üzerine badem yağı ilave edildikten sonra cilt silinir. (Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında muhafaza edilir.)
* Sütlü temizleme kremi Malzeme:
500 gram inek sütü, 500 gram saf alkol. Uygulama: Süt kaynatılmadan saf alkolle karıştırılır ve cilt bu karışımla silinir. Karışımın lekeleri de azaltan özelliği vardır. Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında muhafaza edilir.* Papatyalı temizleme sütü Malzeme:
Bir kahve fincanı yağlı süt, iki çorba kaşığı sarı papatya. Uygulama: İçine su konulan bir tencerenin üzerine başka bir tencere konur. Malzemeler üstteki tencerede karıştırılıp, kısık ateşte ısıtılır. Sütün üzerinde kaymak oluşmadan, ocaktan alınıp, iki saat dinlendirilir. Karışım süzüldükten sonra, cilt silinir. Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede, buzdolabında bir hafta muhafaza edilir.
Tonik formülleri
Toniğin içindeki bitkiler cildin rahatlamasını sağladığından, toniklemenin ardından yapacağınız masajın etkisi de artacaktır. Hazırladığınız tonikten birkaç damla pamuğa damlatıp, silmeden tamponlayarak cildinize uygulayın. Toniklemeden sonra cildinize maden suyu püskürtün ve kağıt mendille tamponlayarak kurutun. Sonra nemlendiricinizi uygulayabilirsiniz.
* Lavantalı tonik Malzeme:
Lavanta, melisa, papatya, hatmi çiçeği, yarım fincan saf alkol, içme suyu. Uygulama: Kaynamış suyun içine birer tutam lavanta, melisa, papatya ve hatmi çiçeği atılır. 15-20 dakika demlenmesi beklenir. Demlendikten sonra temiz bir kaba süzülür. Karışıma yarım kahve fincanı saf alkol eklenir. Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında muhafaza edilir.
* Papatyalı tonik Malzeme:
Bir tutam papatya, 500 gr. su. Uygulama: Papatya suda pişirilir ve buz kabına boşaltılıp, dondurulur. Her gün cilde kompres yapılır. Sıkıştırıcı özelliği vardır ve sarkmayı önler.
* Dere otlu tonik Malzeme:
Bir demet dere otu, 25 gram badem yağı, bir şişe maden suyu. Uygulama: Dere otu yıkanıp, mikserde çekilir. Bir kapak badem yağı ve maden suyu ilave edilir. Karışım buz kabına konup, dondurulur. Her gün cilde kompres yapılır. Cildiniz böylece daha sağlıklı, parlak ve canlı olacaktır. .
Göbek eritmek için yapılması gerekenler
Göbeklisiniz ve bundan rahatsızsınız.göbek eritmek için yapılması gerekenleri merak ediyorsunuz. o halde doğru adrestesiniz…
Göbek eritme egzersizleri, göbek eritmek için yapılması gerekenler ve göbekten korunma yolları !buna aslında göbek eritmenin sırları da diyebiliriz.
göbekten kurtulmak için yapacaklarınız :
Zamanlama
Bünyeye giren yağ miktarı azaldıkça, vücut bir tür alarma geçerek, alınan yağı depolamaya çalışır. Bu nedenle gün içinde her 2-3 saatte bir, bir şeyler yenilmesi öneriliyor. Bu, vücuttaki yağı yakmaya yardımcı olur.
Kalori
Yukarıda belirtilenlerin hepsini uyguladığı halde, yine de düz bir karna sahip olamayanlar, kilolarını sabit tutmak için günde kaç kalori alacaklarını öğrenmeleri gerekiyor. Bunu da biraz uğraşıp deneme yoluyla öğrenebilirsiniz. Ayrıca, tükettiğiniz toplam kaloriyi, kaç gram protein, karbonhidrat ve yağı tükettiğinizi de belirleyip yazmalısınız.
Kalori azaltma
Kiloyu sabit tutmak için alınması gereken günlük kalori miktarı bulunduktan sonra, alınan kalori miktarının 200 kalori kadar azaltılması gerekiyor. Hedef, yiyebildiğiniz kadar yiyip, yine de yağ yakmaya devam etmek ama bu arada da kas kaybına uğramamaktır. Olabildiğince az yemeyi hedeflerseniz, elde edeceğiniz tek şey metabolizmanızı yavaşlatmak ve kas dokusundan kaybetmek olacaktır. İlk hafta sonra verdiğiniz, kilodan çok, vücutta birikmiş su olacaktır. Esas ondan sonra kilo vermeye başlarsınız.
Tutarlılık
Haftanın 6 günü bu program uygulanıp, haftada bir gün istenilen bir besinden bir porsiyon tüketilebilir. Ancak burada önemli olan şey abartmamaktır. Çünkü abartmanız halinde kan şekeri seviyesi tekrar yükselebilir ki, bu da yağ yakmanızı durdurur.
Ağırlık çalışması
Haftada 2-3 kez yapılacak 35 dakikalık (bir saate de çıkılabilir) ağırlık çalışması, hem vücuttaki kas kütlesini, hem de metabolizma hızını arttırır; çünkü kas, yağdan daha çok kalori yakar. Bu şekilde günde fazladan 30 ila 50 kalori yakabilirsiniz. Ağırlık çalışmasına karın egzersizlerini de dahil etmelisiniz. Böylece bir yandan vücudunuzdaki yağ miktarını azaltırken, diğer yandan da karnınızı sıkılaştırmış olursunuz.
Kardiyovasküler egzersizler:
Haftada 3 ila 5 gün, 30-40 dakikalık orta yoğunlukta kardiyo egzersizleri (yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet vs) yapılması da önerilenler arasında. Başlangıç seviyesindekiler, egzersizin yoğunluğunu kademeli olarak arttırmalılar. Eğer zaten belli bir seviyedeyseniz, haftanın iki günü daha yoğun program uygulayabilirsiniz. Bunu düzenli uygular, yediklerinize dikkat eder ve bu rutini her 3-4 haftada bir değiştirirseniz, düz bir karna sahip olabilirsiniz.
Göbek eritme egzersizleri, göbek eritmek için yapılması gerekenler ve göbekten korunma yolları !buna aslında göbek eritmenin sırları da diyebiliriz.
göbekten kurtulmak için yapacaklarınız :
Zamanlama
Bünyeye giren yağ miktarı azaldıkça, vücut bir tür alarma geçerek, alınan yağı depolamaya çalışır. Bu nedenle gün içinde her 2-3 saatte bir, bir şeyler yenilmesi öneriliyor. Bu, vücuttaki yağı yakmaya yardımcı olur.
Kalori
Yukarıda belirtilenlerin hepsini uyguladığı halde, yine de düz bir karna sahip olamayanlar, kilolarını sabit tutmak için günde kaç kalori alacaklarını öğrenmeleri gerekiyor. Bunu da biraz uğraşıp deneme yoluyla öğrenebilirsiniz. Ayrıca, tükettiğiniz toplam kaloriyi, kaç gram protein, karbonhidrat ve yağı tükettiğinizi de belirleyip yazmalısınız.
Kalori azaltma
Kiloyu sabit tutmak için alınması gereken günlük kalori miktarı bulunduktan sonra, alınan kalori miktarının 200 kalori kadar azaltılması gerekiyor. Hedef, yiyebildiğiniz kadar yiyip, yine de yağ yakmaya devam etmek ama bu arada da kas kaybına uğramamaktır. Olabildiğince az yemeyi hedeflerseniz, elde edeceğiniz tek şey metabolizmanızı yavaşlatmak ve kas dokusundan kaybetmek olacaktır. İlk hafta sonra verdiğiniz, kilodan çok, vücutta birikmiş su olacaktır. Esas ondan sonra kilo vermeye başlarsınız.
Tutarlılık
Haftanın 6 günü bu program uygulanıp, haftada bir gün istenilen bir besinden bir porsiyon tüketilebilir. Ancak burada önemli olan şey abartmamaktır. Çünkü abartmanız halinde kan şekeri seviyesi tekrar yükselebilir ki, bu da yağ yakmanızı durdurur.
Ağırlık çalışması
Haftada 2-3 kez yapılacak 35 dakikalık (bir saate de çıkılabilir) ağırlık çalışması, hem vücuttaki kas kütlesini, hem de metabolizma hızını arttırır; çünkü kas, yağdan daha çok kalori yakar. Bu şekilde günde fazladan 30 ila 50 kalori yakabilirsiniz. Ağırlık çalışmasına karın egzersizlerini de dahil etmelisiniz. Böylece bir yandan vücudunuzdaki yağ miktarını azaltırken, diğer yandan da karnınızı sıkılaştırmış olursunuz.
Kardiyovasküler egzersizler:
Haftada 3 ila 5 gün, 30-40 dakikalık orta yoğunlukta kardiyo egzersizleri (yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet vs) yapılması da önerilenler arasında. Başlangıç seviyesindekiler, egzersizin yoğunluğunu kademeli olarak arttırmalılar. Eğer zaten belli bir seviyedeyseniz, haftanın iki günü daha yoğun program uygulayabilirsiniz. Bunu düzenli uygular, yediklerinize dikkat eder ve bu rutini her 3-4 haftada bir değiştirirseniz, düz bir karna sahip olabilirsiniz.
Subscribe to:
Posts (Atom)